Benim gibi seyahat seven her Türk genci gibi ben de Barış Manço’ya özel bir saygı duyarım. Tam bir dünya adamıdır kendisi. Bayramın birinci günü Barış ağabeyin sözünü dinleyip sabah 6 olmadan ayaktaydım, 7 olmadan da Ortaca Merkez Camiindeydim.
Ekipten arkadaşlarla Merkez camiindeki Bayram Namazına ve Bayramlaşmaya katıldık. Sıcak yerlerde insanlar daha çok uyuyor diye yazmıştım seyahatin başlarında ama bayram olunca durum başka. Saflar sıklaşınca namaz başlıyor, dağılırken de yaşlı bir amcayla göz göze geliyorum. Bayramlaştığım ilk kişilerden biri oluyor kendisi.
Ardından Sarıgerme’deki The One Club Otel’e dönüyorum. 11’e kadar iki kahvaltı bitiriyorum ama kurban eti için de yer ayırıyorum. Ortaca Zabıta müdürü Fahrettin beyin özel davetlisiyim bugün. Kurban eti de, Fahrettin ağabeyin muhabbeti de fazlasıyla lezzetli.
Türkiye’nin en iyi işi başladığından beri kendisiyle birkaç kez aynı ortamda bulunma fırsatı bulduğum için az çok tanıyorum kendisini. En iyi bildiğim konu da kendisini ne kadar geliştirmiş biri olduğu. Buraların da yerlisi olduğu için planlarımda çok fazla fikir veriyor her görüşmemizde. Bugünkü görüşmemizde de, kendisinden sonra uğrayacağımız Ortaca merkez hakkında fikirler veriyor.
Ortaca bekleyebilir ama mangaldan yeni çıkmış kurban etini soğutmak olmaz. Evinin üst katına özenli bir sofra kurmuş benim için Fahrettin ağabey. Eşsiz bir yemek oluyor. Ardından da bahçesinde ayrı bir muhabbete oturuyoruz. Buraları nasıl düzene soktuğunu anlatıyor. Hem makam hayatına, hem de köyün o vazgeçilmez içten hayatına aynı anda devam edebilen nadir insanlardan kendisi. Sanırım kanımın bu kadar ısınmasının sebebi de bu.
Tok bir karınla ve güler bir yüzle ayrılıyorum yanından.
Ortaca da bu güzel moralle daha bir güzel görünüyor. Malum bayramın birinci günü, sokaklar boş. Sanki ben güzel çekim yapayım diye boşaltılmış. Belediye ve çevresinde özel olarak çekim yapıyoruz; hem yerden hem yukarıdan.
Ortaca’da biraz turladıktan sonra da yine yola devam. Bugün çok duraklı bir gün, sonra ki durak da Dalyan.
Sky Lounge’ta manzaraya nazır oturuyorum. Aslında planda yemek yemek var ama bende hiçbir açlık belirtisi yok. Bütün süre boyunca sadece su içiyorum.
Dalyan’da biraz fotoğraf çekilip, otele, Sarıgerme’ye dönüyorum. Fazla erken başlayan bu özel gün, başladığı gibi erken bitiyor. Otelde dinlenmeye çekildikten sonra bar ve restoran arasında bir yer bulup günün yazısını yazmak için açıyorum bilgisayarımı.