Sarıgerme’ye 5 kilometre mesafede bulunan bu masmavi akarsu fotoğraflarını gördüğümde beni çok etkilemişti. Ortaca turumun başından beri buraya gitmeyi bekliyordum. Aslında onca aktivite varken bunu sabırsızlıkla beklemiş olmamın en özel sebebi mavi tonlarını ama bilhassa turkuazı sevmem sanırım.
Sarıgerme’ye varır varmaz ayrılan ufak bir yoldan ulaşılıyor buraya ve pek de tabela yok. Aslında pek fazla bilen de yok burayı. Vardığımda şaşırıyorum bu kadar olağanüstü bir yerin böylesine sade kalabilmiş olmasına. Derme çatma bir kafe alanı ve eski bir tahta köprü, etrafta yarım yamalak döşenmiş el yapımı bariyerler ve merdivenler.
Aslında böyle köhne görünmesi daha da özel kılıyor burayı. Çok mistik, çok doğal bir yer. Doğallığına kesinlikle en ufak bir şüphe duyulmayacak derecede bir yer. Ayrıca o eski ve doğal görünümler daha da fotojenik bir hava katıyor buraya. Süslü kaliteli şekilde dekore edilmiş olsa bu derece etkilenmezdim eminim.
Hüseyin amca adında biri 40 yıl önce açmış burayı ve ailesi işletiyor. Beni biraz şüphe ile karşılamış olsalar da sonradan gayet samimi yaklaştılar.
Dağların içerisinden gelen kükürtlü su ve suyun tabanında bulunan doğal çamur cilt hastalıklarına iyi geliyormuş. Günaşırı gelmek yeterli diyor orada çalışan Afet Hanım. Muhabbet esnasında gezimi ve yaptığım işi anlatmaya başladığımda ilgiyle dinleyen teyzemiz de ardından bana özel yemek hazırlıyor. Suya girmeden önce de doğal ve güzel bir köy yemeği yiyorum.
Akıl almaz bir renk. Suya girerken tekrar hayran kalıyorum. Suya girip içinde gözlerimi açınca daha da etkileniyorum. Böyle bir mavilik hiçbir yerde yok.
Ağır bir kokusu var ama tatilin ilk haftasında gittiğim Sultaniye kaplıcalarından alışığım bu kokuya. Fakat buradaki minareler daha farklı olduğundan suyun rengi de farklı.
Suda bir oraya bir buraya gidip, birkaç poz da fotoğraf çekildikten sonra yavaşça toparlanıyorum. Çıkarken de orada Avusturya doğumlu bir Türk kızla birlikte çamur sürüyorum. Buradaki çamur tam doğal ve vücuduma tamamen yapışıyor, kükürtlü suya girdiğimde de hemen dökülüyor.
Bu güzel günün fotoğraflarına her baktığımda suyun maviliğine inanamayacağım.
Fevziye kükürtlü su içerisinde 17 mineral bulunduğu söyleniyor. Bu mineraller sedef hastalığı gibi rahatsızlıklara karşı oldukça etkilidir. Aynı zamanda diz ve kas ağrılarının tedavisinde de sıkça kullanılmaktadır. Fevziye kükürtlü su içerisinde bulunan selenyum ve kalsiyum cilt hastalıklarına karşı iyi gelmektedir. Ayrıca kükürtlü su, idrar yolları, egzama, mide rahatsızlıkları, kireçlenme, mantar, sinüzit, kadın hastalıkları, saçtaki kepekler, vücut çatlaklar ve böbrek taşlarına karşı iyi gelmektedir.
